Blok Zincir

Internet hakkında yeterli bilgi sahibi olmadan, web sayfalarında gezinti yapabilen, TCP/IP protokolünden bir haber olarak mail gönderip alabilen, blok zinciri hiç duymadan kripto para ticareti yapabilen bir toplumun üyeleriyiz bizler. Şüphesiz üretmeden tüketen, önümüze konulanı kabul edip, düşünme ve okuma zahmetinden uzak durmayı yeğleyen bir toplum karakterinin günlük hayatımıza yansıması bu davranış şekillerimiz.

Peki nedir bizleri böyle yapan? Coğrafyanın bir kader olduğu gibi, yönetim şekilleri de coğrafya yanında sunulan kaderin bir parçası mı? Yoksa gelişmiş ülkelerin aksine, nüfus olarak kalabalık olan toplumumuzu sistemsel olarak yönetmek imkansız mı?

Toplumlar arasındaki eşitsizliklerin, geri kalmış toplumlar lehine değişmesinin, ancak ve ancak bilgi teknolojilerinin kamusal hayatımıza adaptasyonu ile gerçekleşeceğine inananlardanım.

Özellikle pandemi döneminde hakkı yenilerek “bitcoin” in şöhretinin gerisinde bırakılan “blok zincir” alt yapısı, tam da bahsettiğimiz bilgi teknolojilerinin; kamusal alanı düzenleyici ve sistem kurucu niteliği taşıyan önemli bir çıktısıdır.

Toplumumuz tarafından çok hızlı bir şekilde benimsenerek halkların kullanımı sıralamasında bizi dünya dördüncülüğüne taşıyan “bitcoin”; blok zincir denizindeki sadece bir taş olabilir. Aslında “dijital altın” olarak adlandırılan bu “şey” zaten bir taş metaforu değil mi günün sonunda? Benim gözümde, doğa da sıradan bir taş olan “altına” yüklenen değer ile, “Bitcoin” e yüklenen değer aynı. İnsanlar bir anlam ve değer yüklemese, neden ve nasıl değerli olabilirdi ki bir “taş” veya “şifrelenmiş bir dijital veri”

Bir devrim niteliğinde, birçok sektörün süregelen uygulamalarının altyapısını komple değiştirecek olan “blok zincir” teknolojisinden, sadece birinin ve ilk uygulama alanının çıktısıdır “Bitcoin”. Eminim, bu alt yapıyı (blok zincir) ortaya koyan zekanın hedefi, dijital ve güvenilir para ve finans sistemi yaratmaktan çok ötedir.

Bu zekâ insanı o kadar iyi tanıyordu ki; eğer “blok zincir” teknolojisinin güvenilirliğini ve müdahale edilemezliğini, “para” gibi akışkan ve toplumun her birimi tarafından değerli kabul edilen bir kavram üzerinde test eder ise, bir sonraki uygulama alanlarının güvenliğini kimsenin sorgulamasına gerek bile kalmazdı. Bu zeka, kendisine başlangıç ve ispat konusunda en zoru seçmişti ve “Bitcoin” onun ilk atışta on ikiden vurduğu hedefiydi.

10 seneyi aşkın bir şekilde kendini test eden bu sistemin, bir adım sonrasında üzerinde konumlandırılacağı “yapay zeka ve uygulamalarının” güvenilirliğini, hızını, doğruluğunu ve emniyetini kimsenin sorgulamasına gerek bırakmayacak olması, üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.

Yakın bir gelecekte; otonom araçların yönetimi, endüstriyel üretim bantlarının otomasyonu, sağlık ve hukuk sistemlerinin kaydı, kamusal alt yapı hizmetleri ve veri tabanlarının güvenliği gibi birçok alanda adını sıkça duyacağımız blok zincir konusunda bilgilenmemiz ve toplumsal olarak entegre olmamamız son derece önemlidir. Bu entegrasyonu, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki toplumsal yarışta, bizi ileriye taşıyacak bir fırsat olarak görmek gerekir.