Pandemi ile birlikte gündemimizde ağırlığını artıran kripto para konusu, bazı devletlerin yakın zamanda çıkarmayı hedefledikleri dijital para konusu ile karıştırılmaktadır.
Kripto para ile digital parayı birbirinden ayıran en temel özellik, birinin merkeziyetiz (kripto para), şekilde ekonomi içerisinde yerini alması, diğerinin ise merkezi (dijital para) bir yapıda, çıkarıldığı ülkenin Merkez Bankasının kontrolünde olmasıdır.
Bir diğer dikkate alınması gereken faktör ise; birinin aidiyetliğinin belli olmaması (kripto para), diğerinin ise kime ait olduğunun açık bir şekilde bilinmesi (dijital para).
Peki ne durumdadır şu an için ülkeler bazında dijital para gelişimi ?
Dünyadaki tüm ülkelerden önce, Çin’in gündemine aldığı dijital para (e-CNY); ilk etapta, Çin gibi baskıcı ve otoriter bir devletin; vatandaşlarının harcadığı her kuruşu takip kaygısından dolayı ortaya çıkmış gibi görünse de arkasında Çinli şirketlerin, ABD yaptırımlarından kendilerini koruyarak küresel ticaret yapabilme özgürlüklerini elde etmeleri yatmakta.
2020 Nisan ayından bu yana, 4 ana şehirde kullanımda olan Çin dijital parasına, ilerideki zamanlarda Çin Hükümeti tarafından bir “kullanım ömrü” atanma olasılığı, kulağa gelen söylentiler arasında.
Vatandaşları üzerindeki kontrolünü hiçbir zaman kaybetmek istemeyen Çin Hükümetinin, halkının para biriktirmesini engellemeyi amaçlayan bu yaklaşımı; bazı finans çevreleri tarafından, tüketim talebinin arttırılması veya Merkez Bankasının dolaşımdaki para hızı üzerinde yüksek derecede kontrol sağlayarak negatif oranlar uygulanması gibi konular bakımından olumlu karşılanmakta. Bu uygulama hayata geçirilirse, Keynesyen ekonomistlerin paranın dolaşım hızını arttırma hayalleri gerçek olacak gibi duruyor.
Çin’in zenginleştiği her dönemde iç tüketimi daha da önemli bir hal almaktadır. İç tüketim hacminin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi, sadece tüketimin arttırılması değil, aynı zamanda Çin’in kendi ürettiği mallara olan talep değişkenliğini de kontrol etmenin bir yoludur.
Çin bu konuda yolu yarılamışken, Amerikan Merkez Bankası (FED) geçen haftalarda yaptığı açıklamada, dijital doların çıkarılması planının henüz bir tasarı sürecinde olduğunu ifade etti.
Banka hesabı olmayan insanların bile, bir aracı kuruma gerek duymaksızın (banka) veya komisyon ödemeksizin, para gönderip alabilmesi önemli adımlar gibi görünse de yine temelinde amaçlanan, devletlerin kişilerin veya şirketlerin para trafikleri üzerindeki kontrol alanlarının etkinleştirilmesidir.
ABD dolarının küresel ticaret ve dünya ekonomisindeki payı dikkate alındığında, FED’ in çıkaracağı dijital para biriminin küresel çapta ne derece yankı uyandıracağı ve kendisine ne kadar hızlı kullanım alanı bulacağı aşikâr. Ancak küresel çapta serbestçe dolaşacak olan dijital ABD dolarının, küçük ülkelerin merkez bankaları tarafından basılan ulusal para birimlerini devre dışı bırakabileceği gibi ekonomik kaygılar da gündem konusu.
Başta bitcoin (BTC) olmak üzere, günümüzde kripto paraların kullanımı bu kadar yaygınlaşmışken, neden insanlar %100 devlet kontrolü ve gözetimi altında olan bir dijital parayı kullanmayı kabul etsin?
Bunun cevabı ilk etapta “düşük volatilite”, yani değerinin değişmeden itibari para birimleri ile aynı değerde olması ve bu bakımdan kullanıcıların değer kaybı yaşamaması.
Bir diğer argüman ise, kripto para kullanımına kıyas ile dijital paranın, “küresel erişilebilirlik avantajı”. Özellikle son dönemlerde Çin gibi baskıcı ülke yönetimlerinin kripto paraların kullanımı ve saklanması konusunda aldığı katı önlemler, dijital para kullanımını küresel çapta daha yaygın hale getirecek gibi görünüyor.
Dünyanın en yoksul ülkelerinde bile akıllı telefonların yaygın şekilde kullanılması, merkez bankalarının çıkaracağı dijital para birimlerinin, dünyanın dört bir yanındaki insanlar tarafından kullanılması ve dijital ekonomiye katılımlarının sağlanması anlamına gelmektedir.
Çin ve ABD gibi dünya devlerinin merkez bankalarının dijital para hazırlıkları sürerken;
- 1,3 milyon nüfusuna karşın, 10 milyon “dijital vatandaşı” olan ve devletinin ve vatandaşlarının tüm kayıtlarını blok zincir ağına taşıyan ESTONYA’ da kripto para birimi kullanımı serbest olmakla birlikte, kripto paralar ile yapılan alışverişlerden vergi talep edilmemektedir.
- Yine aynı şekilde AVUSTRALYA, bitcoin ve diğer kripto paralar ile yapılan hiçbir ticaretten vergi almamaktadır.
- Akdeniz ortasındaki turizm adası MALTA, 2018’den bu yana, kripto para birimleri ile yapılan ticareti kambiyo işlemleri gibi değerlendirmektedir ve yatırımcıları destekler kanunlar üretmektedir.
- İSVİÇRE merkezli, “Zug Crypto Valley” dünyanın en büyük kripto şirketlerine ev sahipliği yapmakla birlikte, dünyanın önde gelen blok zinciri ekosistemini oluşturmayı amaçlayan, kar amacı gütmeyen Crypto Valley Association’ı (CVA) da bünyesinde barındırmaktadır. 2016 yılında, vergi amaçlı Bitcoin ödemelerini kabul eden dünyadaki ilk ülke yine İSVİÇRE’ dir
- 2017 de dünyadaki bitcoin ticaretinin %40’ ı JAPON YENİ karşılığında yapılmıştır.
Kripto para dünyasında hizmet vermekte olan küresel çaptaki teknoloji şirketleri, kısa bir zaman önce iki trilyon doları gören pazar hacmi ve yasal reformları oluşturan ülkeler dikkate alındığında; önümüzdeki yılların dijital ve kripto para savaşlarına tanık olacağı açık bir şekilde görülmektedir.
Şahsi tercihimin kripto paradan yana olacağını belirtmeden geçemeyeceğim…