• YARIM ALTIN
    3.999,00
    % -0,81
  • AMERIKAN DOLARI
    19,1493
    % 0,14
  • € EURO
    20,8008
    % 0,17
  • £ POUND
    23,7948
    % 0,23
  • ¥ YUAN
    2,7796
    % 0,04
  • РУБ RUBLE
    0,2484
    % 0,29
  • /TL
    %
  • BIST 100
    4.943,18
    % 2,74

”Faiz değişmedi ama söylem değişti mi ?…”

”Faiz değişmedi ama söylem değişti mi ?…”

Merkez Bankası beklediğimiz kararı verdi. “Faiz değişmedi ama söylem değişti mi“ diye merak ettiğim için önemli cümleleri tek tek inceledim:

– “Para Politikasındaki Sıkı Duruş Kararlılıkla Sürecek”: Bu cümleyi artık ezberlediğimiz için “sözde değil özde yaklaşım” diyor icraate bakıyoruz.

– “Politika Faizi Enflasyonun üzerinde Oluşturulmaya Devam Edecek” : Burada kastedilen şu anki enflasyon değil, beklenti enflasyonu. Eğer beklentilerde bir iyileşme olmazsa faizlerin düşmeyeceği anlamına gelir. Bu sebeple TÜİK’İn her ay başında yaptığı TÜFE açıklaması büyük önem kazanıyor. Tabii, bir de “inandırıcılık” riski var. Onu da belirtmem gerekiyor.

– “Çeşitli Faktörler Enflasyon Üzerinde Risk Oluşturmaya Devam Ediyor”: Bu cümleden net olarak anladığımız şu, önümüzdeki dönem enflasyonun düşeceğine dair güçlü kanaatler yok. ABD Başkanı BIDEN da konuşmasında enflasyon riskinden bahsediyorsa, herkesin tetikte olması gerekir. Ancak bir maliyet enflasyonu yaşadığımız için, faiz artışı ile bu sorunu bertaraf edemeyiz. Bunun da bilinmesi gerekiyor.

– “Yılın Geri Kalanında Cari İşlemlerde Fazla Verilmesi Bekleniyor” : Geçen sefer de bu cümle metinde vardı. Açıkçası cari açık-büyüme yapısallığı içindeki bir ülkede cari fazla veriliyorsa büyüme yavaşlayacak demektir. İlk ve 2. çeyrekteki hızlı büyümenin sonraki çeyreklerde devam etmeyeceğini buradan anlıyoruz. Belki de bu sebeple faizleri yükseltme de mümkün olmuyor.

– “İktisadi Faaliyetler 3. Çeyrekte Dış Talebin Etkisiyle Güçlü Seyrediyor”: Üstü kapalı şekilde ifade edilen bu gerçek, bir önceki cümleyi de doğrular nitelikte. Büyüme yavaşlarken ihracatın büyümeye katkısı artıyor ve bu durumu TİM’in açıkladığı rakamlardan da anlayabiliyoruz. Demek ki iç talepte yavaşlama var ve ekonomik aktivite daha çok ihracatın ivmesiyle yola devam ediyor.

Özetle, bundan sonraki dönemde büyümenin yavaşlaması ve enflasyonun yükselmesi riski ile karşı karşıyayız gibi gözüküyor. TCMB’nin basın metninden anladığımı böylece özetlemiş oldum.

Bu durumda Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını değil ekonomik büyümeyi önceliğe alacağına dair bir kanaat taşıyorum.