• YARIM ALTIN
    4.035,00
    % 0,15
  • AMERIKAN DOLARI
    19,1906
    % 0,04
  • € EURO
    20,8128
    % -0,70
  • £ POUND
    23,7803
    % -0,42
  • ¥ YUAN
    2,7919
    % 0,11
  • РУБ RUBLE
    0,2465
    % -0,93
  • /TL
    %
  • BIST 100
    4.812,93
    % -1,70

“İlk yazı, ilk heyecan…”

“İlk yazı, ilk heyecan…”

Evet Dostlar. Parakule’deki ilk paylaşıma bugün başlıyorum. Geçen hafta epey meşguldüm. Galatasaray’ın Başkanlık Seçiminde Metin Öztürk’ün listesinden katıldım ve kimsenin ummadığı bir oy sayısına ulaştık. Bu arada Burak Elmas Başkan seçildi. Değerli Dostuma bundan sonra “Başkanım” diye hitap edeceğim. Galatasaray’da seçim biter herkes Başkanın etrafında toplanır. Yeni Başkan ve ekibine başarılar diliyorum.

Geçen hafta ekonomi ve siyasette üst üste önemli gelişmeler yaşandı. Önce NATO zirvesi, sonra Fed ve TCMB kararları gündemi belirledi. Ancak Dolar/TL’nin akıbeti değişmedi. Kaldığı yerden yükselmeye devam etti. TL’nin istikrar sorununu kestirme reçetelerle çözemeyeceğimiz iyice anlaşıldı diye düşünüyorum.

Yani “çivi çiviyi söker” diyerek faizlerin düşürülmesi ya da “soğutalım da sonra bakarız” diye yükseltilmesinin şu aşamada bir fayda sağlamayacağı ortada. Bu konuda sürekli yanlış anlaşıldığımız için geçen hafta YouTube’da şöyle bir paylaşım yaptım:

“…Faizlerin düşmesi hepimizin gönlünden geçen bir talep. Ancak, enflasyonun düşmesiyle beraber gerçekleşmesi hem sağlıklı hem de kalıcı olacak. Bunun için de TL’nin istikrara kavuşması lazım. Açıkçası TL’nin istikrara kavuşması için de Türkiye’ye istikrarlı şekilde yabancı yatırımın gelmesi, döviz kazandırıcı faaliyetlerin cesaretlenmesi ve artması, rezervlerin güçlenmesi, cari açık-büyüme yapısallığının sona ermesi, dış borç/milli gelir oranının düşmesi gibi kısa-orta-uzun vadeli çözümlere ihtiyaç var. …”

Dolayısıyla Merkez Bankası’nın, dolar yükselmeye devam ettikçe faizleri düşürmek için elinde opsiyonu kalmayacak. O zaman meselenin kaynağına inmekte fayda var. Ancak burada sabır göstermek gerek.

Aslında daha önce TL’nin istikrarı için doğru adımlar atılmıştı. Hiçbir ekstra iş yapmadan tekrar aynı adımları atsak bile yeter. Gençken Tenis Takımında Polonyalı bir antrenörümüz vardı. Bize sürekli şunu derdi:

“Kazanan taktik değiştirilmez…”

Ne kadar haklı olduğunu yaşadığımız örneklere anlayabiliyoruz. Belki de sorun kaybettiğimizi görememekte. Bilemiyorum.