• YARIM ALTIN
    3.999,00
    % -0,81
  • AMERIKAN DOLARI
    19,1591
    % 0,18
  • € EURO
    20,8949
    % 0,38
  • £ POUND
    23,7985
    % 0,29
  • ¥ YUAN
    2,7807
    % 0,08
  • РУБ RUBLE
    0,2485
    % 0,33
  • /TL
    %
  • BIST 100
    4.943,18
    % 2,74

Kıraç, neden hem TOGG’u hem de Karsan’ı gömdü!

Kıraç, neden hem TOGG’u hem de Karsan’ı gömdü!

“Elektrikli otomobil Türkiye için erken. En az 20 yılı var. Bir kere bataryalar çok ağır. Ayrıca, İstanbul’dan Ankara’ya giderken 300 kilometre sonra şarj ihtiyacı duyacaksınız. En az 1 saat sürecek. Bu durumda önce hibrit araç üretmek daha doğru olurdu.”

Bu sözler bana değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın himayesinde başlatılan ‘Türkiye’nin Otomobili’ projesinin 5 babayiğidinden biri olan İnan Kıraç’a ait. İşin tuhaf tarafı iş insanı Kıraç’ın bu sözleri yerli otomobilin ortağı olduğu dönem değil kısa süre önce hisselerini devredip çıktıktan sonra söylemesi. Kıraç, Dünya Gazetesi Yazarı Vahap Munyar’a, “Sayın Cumhurbaşkanı TOGG projesinde olmamızı istedi. O nedenle girdik. Sağlık nedenleriyle ortaklıktan çekildim” açıklamasını da yapmış.

KARSAN’DAN ELEKTRİK ATAĞI

Sayın Kıraç madem böyle düşünüyordu, o zaman, “Neden Kasım 2017’den bu yana inanmadığınız bir projede yer alıyorsunuz?” diye sorulması da gerekiyor. Cumhurbaşkanı istediği için sesini çıkaramamış, bir takım siyasi nedenlerle ayrılamamış olabilir. Bu durum anlaşılabilir.

Ama ya sahibi olduğu Karsan’daki yüzde 100 elektrikli minibüs, otobüs projeleri. Her hafta Karsan’ın elektrikli araçlarının nasıl başarılı olduğuna, nasıl birçok ülkeye ihraç edildiğine ilişkin bülten yağmuruna tutuluyoruz. Eee neden Kıraç’ın inanmadığı bir şeyi yapıyorlar o zaman?

“Elektrikli otomobil için 20 yıl erken” demek doğru değil. Çünkü Sayın Kıraç, dünyadaki gelişmeleri takip edip, çalışanlarından neler olup bittiği bilgilerini alsaydı, daha akla yakın bir açıklama yapabilirdi.

KAÇMAMIŞ BİR TRENE BİNMEK

TOGG yani yerli otomobil projesi, yapılır, yapılmaz, satılır, satılmaz; orasını bilemem. Ama elektrikli doğması çok doğru bir stratejik hamleydi. Hatırlarsınız, 2011 yılında ilk kez yerli otomobil gündeme geldiğinde, proje içten yanmalıydı ve bu yüzden de hiç şansı yoktu ve olmadı da. Yerli otomobilin ikinci fazı ise kaçmamış bir trene binmek anlamına geliyordu. Projeyle ilgili eleştirilecek birçok nokta var ama en azından çıkışı doğruydu.

Çünkü İnan Kıraç pek farkında değil ama otomotiv sektörünün göbeğinin bağlı olduğu Avrupa’da çok ciddi ve radikal gelişmeler oluyor.

Belki İnan Kıraç bu yazıyı okur, o yüzden hatırlatmakta fayda var;

BENZİN VE DİZEL BİTİYOR

“Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde 14 Temmuz’da açıklanması beklenen yeni yönetmeliğe göre 2030’da emisyonların yüzde 60, 2035’te ise yüzde 100 oranında azaltılacağı konuşuluyor. Yani şu anki ortalama 95 gr/km sınırından 2030’da 38 gr/km’ye, 2035’te ise sıfıra indirilmesi şeklinde değişeceğinden bahsediliyor. Bu durum elektrifikasyon sürecini daha da hızlandıracak, 2030 yılından itibaren pratik olarak içten yanmalı yani benzinli ve dizel araçların satışı ise neredeyse imkansız hale gelecek. Yani bu araçların en fazla 9 yıllık bir ömrü kaldı diyebiliriz.”

Hem ithalatta hem de ihracatta Avrupa’ya göbekten bağlı olduğumuz için oradaki gelişmeler rötarlı da olsa zorunlu olarak Türkiye’ye de yansıyacak. Ama 20 yıl değil, en fazla 1-2 yıl, Çünkü birçok marka benzinli ve dizel üretiminden vazgeçince doğal olarak bizde talep olsa bile arz bitecek. Diğer taraftan ihracatının yüzde 75-80’ini AB ülkelerine yapan Türk otomotiv sanayi de, bunu devam ettirmek için ürettiği araçları Avrupa’nın emisyon sınırlarına çekmek zorunda. Aksi halde zaten son 24 yıldır yeni yatırım çekemeyen Türkiye, mevcutlarını da kaybetme riskine sahip.

Yani sonuç olarak, şu an bile Türkiye’de satılan elektrikli model sayısı 10’u geçip, 2 binden fazla şarj noktasına ulaşılırken, bu sayı her yıl katlanarak artacak.

Anlaşıldı mı Sayın Kıraç….